Please Enable JavaScript in your Browser to Visit this Site.

top of page

Bir Haftada Londra!


Londrada köprü manzarasi

Bu rehber, bir haftada Londra'da gezmen gereken yerleri ve yerel yaşamın tadını çıkartabileceğin alanları kapsıyor👑✨

1. Gün

Londra’nın Yeni Mahallelerini Keşfet


Londra, gerçekten de yürüyerek keşfetmek için muhteşem bir şehir! Eski Roma duvarlarının kalıntılarından modern şehrin renkli sokaklarına uzanan rotalar en sevdiğim. Gezmeye ücretsiz yürüyüş turlarıyla başlamak, şehre alışmak ve önemli noktaları tanımak için harika bir yöntem. New Europe ya da Tours By Foot gibi rehberli turlar, şehrin öne çıkan noktalarını gösterip size yardımcı oluyor. Turu bitirdikten sonra rehbere bir bahşiş bırakmayı da ihmal etmeyin! 😊

Londra sokakları

Antik Roma’nın izini sürmek istersen, Londra Kulesi’nden şehir merkezine doğru, yüzyıllardır korunan Roma duvarını takip edebilirsin. Yol boyunca yerleştirilen paneller sayesinde hem duvar hem de şehrin tarihi hakkında bilgi sahibi olabilirsin. Şehirde yürüyüş rotası planlamayı daha da kolaylaştırmak için "Visit London" uygulamasını indirmeni öneririm. Bu ücretsiz uygulama, çevrimdışı kullanabileceğin haritalar ve kişiselleştirilmiş güzergahlar sunuyor, böylece kaybolmadan ve internet sorunu yaşamadan gönül rahatlığıyla dolaşabilirsin.


Londra Parklarında Rahatla: Bir Londra Geleneği

Londra, dinlenmek ve şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenler için harika parklarla dolu. Yorucu bir yürüyüşten sonra, yerlilerin yaptığı gibi kendini şehrin huzurlu parklarından birine atabilirsin. Yanına biraz yiyecek, güzel bir kitap ve rahat bir battaniye alabilirsin.

Hyde Park
Hyde Park Corner

Londra’daki en sevdiğim parklar:

  • St. James's Park (Westminster): Göletleri ve kuğularıyla şehrin en romantik köşelerinden biri.

  • Green Park (Westminster): Şehir merkezinde tam anlamıyla bir kaçış noktası.

  • Regent's Park (Camden Town): Yazın çiçekleriyle renklenir, Camden’a yakın olduğu için geziden sonra mola vermek için ideal.

  • Kensington Bahçeleri (Kensington): Kensington Sarayı’nı da görebileceğin bu parkta doğayla iç içe zaman geçirebilirsin.

  • Hyde Park (Şehir Merkezi): Thames kenarında yürüyüş ve piknik için Londra’nın en ünlü parkı.

  • Holland Park: Japon Bahçesi ile ünlü, sakin ve huzurlu bir alan.

  • Battersea Park: Thames Nehri kıyısında romantik bir park, akşamüstü yürüyüşleri için harika.


Soho'da Akşamı Noktala

Londra’da ilk günü keyifle bitirmek için Soho’dan daha canlı bir yer düşünemiyorum!

Soho’nun enerjik atmosferinde gezmek, Londra’da zamanın nasıl geçtiğini anlamamanı sağlayacak. Şirin parkları, popüler barları, birinci sınıf restoranları ve şehrin en güzel kafeleri burada seni bekliyor. Şehrin nabzını en iyi burada hissedebilirsin!


2.Gün

Sanat, Tarih ve Unutulmaz Eserlerle Dolu Bir Gün

Londra, müzeleriyle dünyada eşi benzeri zor bulunan bir şehir. Şehrin her köşesi, tarihin, sanatın ve kültürün en güzel örnekleriyle dolu. İster sanatsever ol, ister tarih meraklısı, Londra’da her zevke hitap eden müzeler bulmak mümkün.


British Museum: Dünyanın Hazineleri Bir Arada

İlk durağımız, Londra'nın kalbindeki British Museum! Avrupa'nın en kapsamlı müzelerinden biri olan British Museum, dünyanın dört bir yanından eserlerle tarihin derinliklerine inmenizi sağlıyor.

Mısır’dan Yunanistan’a, Roma’dan Mezopotamya’ya kadar farklı medeniyetlerin kalıntılarını burada görebilirsiniz. Müzede kaybolmak çok kolay çünkü o kadar büyük ki tek bir günde tamamını gezmek neredeyse imkansız. Rosetta Taşı, Parthenon Heykelleri ve sayısız antik eserle dolu bu dev müzede en az 3 saat geçirmeyi planlayın, hatta bir haftada Londra planının bir gününü burada harcamayı göze alabilirsin!


📍 Adres: Büyük Russell Street🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 10:00 - 17:00 (Cuma günleri 20:30’a kadar)💸 Giriş: Ücretsiz (Önceden rezervasyon yapmanızı öneririm)


National Gallery: Sanatın İhtişamı Trafalgar Meydanı’nda

Sanat meraklıları için National Gallery, bir rüya gibi. 1824 yılında kurulan bu müze, 13. yüzyıldan 1900’lere kadar uzanan 2.300’den fazla eseri koleksiyonunda barındırıyor.

Michelangelo, Rembrandt, Botticelli ve Vermeer gibi ünlü sanatçıların eserlerini yakından görebileceğiniz bu galeri, hem sanatı hem de tarihi iç içe sunan mükemmel bir yer. Ziyaretinizi daha özel kılmak için, müzenin önemli eserlerine yönelik resmi rehberli turlara katılabilirsiniz. Londra’da sanatı doruklarda yaşamak için National Gallery mutlaka görülmesi gereken bir durak!


📍 Adres: Trafalgar Meydanı🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 10:00 - 18:00 (Cuma günleri 21:00’e kadar)💸 Giriş: Ücretsiz (rehberli tur 19 GBP)


National Portrait Gallery: Tarihi Portrelerle Bir Yolculuk

Biraz daha kişisel ve tarihi bir deneyim arıyorsanız, National Portrait Gallery’ye uğrayın. Krallar, kraliçeler, sanatçılar ve bilim insanlarının portreleriyle dolu bu galeri, İngiliz tarihinin ünlü yüzleriyle sizi karşılıyor. Her bir portre, o dönemin kültürü ve atmosferini hissetmenizi sağlıyor. Londra’nın en özel galerilerinden biri olan bu müze, özellikle sanat ve tarih meraklıları için biçilmiş kaftan. Ayrıca, giriş ücretsiz ancak bağış yaparak destek olabilirsiniz.


📍 Adres: St. Martin's Place🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 10:30 - 18:00 (Cuma ve Cumartesi günleri 21:00’e kadar)💸 Giriş: Ücretsiz (bağış kabul edilir)


3.Gün

Buckingham Sarayı ve Nöbet Değişimi

Saat 10:45 gibi, Londra’nın kraliyet merkezi Buckingham Sarayı’na geçme zamanı! Nöbet değişimi, sarayın önünde toplanan ziyaretçilerin en çok beklediği anlardan biri. Bu tören yaklaşık 45 dakika sürüyor, o yüzden en iyi görüş açısını yakalamak için biraz erken gitmende fayda var.

Renkli üniformaları, görkemli geçişleri ve disiplinli muhafızları izlemek, Londra’nın kraliyet ruhunu tam anlamıyla hissetmeni sağlıyor. Fakat küçük bir not: Muhafız değişimi her gün yapılmıyor. Bu yüzden, gitmeden önce Buckingham Sarayı’nın web sitesinden güncel programı kontrol etmeyi unutma.

Sarayı İçeriden Keşfet: Devlet Odaları

Eğer Londra’da yaz aylarında bulunuyorsan, Buckingham Sarayı’nın kapıları halka açılıyor! Bu, sarayın gösterişli Devlet Odalarını keşfetmek için mükemmel bir fırsat. Devlet Odaları, her yaz yalnızca 10 hafta boyunca (13 Temmuz - 25 Eylül 2024) açık oluyor. Burada, kraliyet ailesinin resmi etkinliklerini gerçekleştirdiği ihtişamlı odaları gezebilir, hatta tacın en özel hazinelerinden bazılarını yakından görebilirsin. Rezervasyonunu önceden yapmanı öneririm, çünkü saraya olan ilgi oldukça yoğun.

🎟️ Bilet Fiyatları:

  • Önceden Rezervasyon: 32 GBP

  • Gün İçinde Alırsan: 35 GBP

Buraya yaklaşık birkaç saat ayırmanda fayda var.


Churchill Savaş Odalarını Keşfet

Buckingham Sarayı'ndaki kraliyet deneyiminin ardından, adımlarını Londra’nın II. Dünya Savaşı tarihine doğru atmanın tam zamanı! Westminster’ın Whitehall bölgesinde, Hazine Binası’nın altında gizlenmiş olan Churchill Savaş Odaları, tarihi hissetmenin en etkileyici yollarından biri. II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin komuta merkezi olarak kullanılan bu odalar, dönemin Başbakanı Winston Churchill’in savaş stratejilerini oluşturduğu ve kararlarını aldığı yer olarak bilinir.

İçeride dolaşırken, savaşın en kritik anlarının yaşandığı bu odaların atmosferini iliklerine kadar hissedeceksin. Müze, sadece Churchill’in yaşamına ve kararlarına değil, aynı zamanda savaşın İngiltere üzerindeki etkilerini de gösteriyor. Müzeyi gezerken, döneme ait belgeler, haritalar ve günlüklerle karşılaşacak, Churchill’in ünlü sözleriyle adeta o anlara gideceksin.


Müzenin en dikkat çekici kısmı ise, ziyaretçilerin Churchill arşivlerinden dijitalleştirilmiş belgelere erişebildiği etkileşimli masa. Bu interaktif deneyim sayesinde, savaş yıllarına ait belgeleri ve notları incelerken kendini bir tarih araştırmacısı gibi hissedeceksin! Özellikle Churchill’in konuşmalarını ve stratejik kararlarını incelediğinde, o dönemde yaşananların ne kadar zorlayıcı ve kritik olduğunu daha iyi anlayacaksın.


🎟️ Bilet Fiyatı: 32 GBP🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 09:30 - 18:00


Öneri: Müzenin popülerliği sebebiyle bekleme süreleri oldukça uzun olabiliyor. Bu nedenle, biletini önceden almanı öneririm. Hem zamandan kazanırsın hem de kalabalık olmadan rahat keşfedersin.


Kraliyet, Bilim ve Politika İzinde Yolculuk

Buckingham Sarayı ve Churchill Savaş Odaları’ndan sonra, şimdi Londra’nın tarihi ve politik kalbine doğru yola çıkıyoruz. Westminster Abbey ve Parlamento Binaları, hem İngiltere’nin en önemli figürlerini hem de ülkenin siyasi yapısını yakından tanıyabileceğiniz etkileyici duraklar.


Westminster Abbey: Tarihe Gömülü Bir Manastır

Westminster Abbey, İngiltere tarihinde önemli bir yere sahip olan 17 hükümdarın ve birçok ünlü ismin mezarlarını barındırıyor. 13. yüzyılda Kral III. Henry tarafından yaptırılan manastır, zamanla pek çok hükümdar ve tarihi figürün son durağı haline geldi.

Burada, bilim dünyasının devlerinden Charles Darwin ve Sir Isaac Newton, edebiyat dünyasının güçlü kalemi Charles Dickens ve İngiltere’nin ilk profesyonel kadın yazarı Aphra Behn gibi pek çok önemli kişinin mezarlarını görebilirsin.


🎟️ Giriş Ücreti: 29 GBP (biletleri önceden almanı öneririm)

🕰️ Ziyaret Saatleri: 09:30 - 15:30 (son giriş)



Parlamento Binaları

Cumartesi günleri, Parlamento Binaları’na girip Birleşik Krallık hükümetinin işleyişini yakından gözlemleyebilirsin. Bu bina, İngiltere’nin siyasi kalbi olarak bilinir ve tarihi 1265 yılına kadar uzanır.

75 dakika süren turlar, Avam Kamarası, Lordlar Kamarası ve Westminster Hall’u kapsıyor. Rehberli tur boyunca hükümetin nasıl oluşturulduğunu, İngiliz siyasi sisteminin temellerini ve tarihi olayları dinleyebilir, Mandela, Gandhi ve Churchill gibi isimlerin heykellerini görebilirsin.


İngiltere’nin yönetim yapısını anlamak ve politik geçmişini öğrenmek istiyorsan kaçırma!


Borough Market’te Lezzet Molası: Londra’nın En İyi Sokak Yemekleri Seni Bekliyor!

Westminster’dan ayrıldıktan sonra, Londra Köprüsü’ne metroya bin ya da şehrin Güney Yakası boyunca yürüyerek şehrin en ünlü ve lezzet dolu duraklarından biri olan Borough Market'e doğru yol al!

Bu tarihi pazar, 12. yüzyıla kadar uzanan köklü geçmişiyle hem Londra halkının hem de gezginlerin vazgeçilmezi. .

Burada ne yiyeceğine karar vermek biraz zorlayıcı olabilir, çünkü birçok tezgah, dünya mutfağından örneklerle dolup taşıyor! Taptaze meyve ve sebzeler, ev yapımı ekmekler, özel peynirler, etnik lezzetler ve sokak yemekleri bulabilirsin.


Borough Market'te Denemen Gereken Lezzetler

  • Taze Deniz Ürünleri: Eğer deniz mahsulü seviyorsan, buradaki tezgahlardan taptaze istiridye, ızgara ahtapot veya karides denemelisin.

  • Paella: İspanya lezzetlerini arıyorsan, büyük paella tezgahlarında hazırlanan dumanı üstünde paella’ya bayılacaksın.

  • Peynir Tostu: Klasik bir İngiliz sokak yemeği olan peynirli tostlar burada bambaşka. En sevilenlerden biri olan Kappacasein’in peynirli tostlarını mutlaka dene!

  • Kapsamlı Dünya Mutfağı: Hint mutfağından Asya yemeklerine, Meksika taco'larından İtalyan pizzalarına kadar ne ararsan burada bulabilirsin.


📍 Adres: Borough Market, Southwark Street🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 10:00 - 17:00


Yiyeceklerini aldıktan sonra buradaki banklarda oturup yemeğinin tadını çıkarabilir veya Thames Nehri kıyısına doğru yürüyerek ufak piknik yapabilirsin:)


Güney Londra

Borough Market’teki lezzet molasından sonra, Londra’nın Güney Yakası’nı keşfetmeye devam ediyoruz. Burası, Londra’nın geçmişi ve modern sanat sahnesiyle harmanlandığı bir bölge.

Shakespeare'in İzinde

Globe Tiyatrosu ve Crossbones Mezarlığı

Yol üstünde ilk durak, Shakespeare’in eserlerinin sahnelendiği orijinal Globe Tiyatrosu’nun yerini görmek olsun.

1599’da inşa edilen bu tiyatro, o dönemin kültür ve sanat hayatının merkeziydi. Shakespeare’in dünyasına adım atmak, onun oyunlarının sahnelendiği bu tarihi yeri görmek şahane olur.


Biraz daha ilerleyince, Londra’nın ürkütücü ama anlam yüklü noktalarından biri olan Crossbones Mezarlığı’na varacaksın. Burası, Londra’nın kayıp ruhlarını ve toplumun dışladığı kadınlarını onurlandıran bir mezarlık olarak biliniyor. Şehre farklı bir gözle bakmanı sağlayacak bu tarihi nokta, Londra’nın karanlık geçmişine dair dokunaklı bir hikaye anlatıyor.


Tate Modern

Güney Londra turunu daha da güzelleştirmek için, Thames Nehri kıyısında yürüyerek Tate Modern’e doğru yol alabilirsin. Bu modern sanat müzesi, Londra’da sanatseverlerin en çok ziyaret ettiği duraklardan biri ve dünya çapında ünlü birçok sanatçının eserleri sergileniyor.

Bankside Elektrik Santrali'nden dönüştürülen bu müze binası bile başlı başına bir sanat eseri. Tate Modern’de eserlerin çoğu ücretsiz olarak sergileniyor, bu yüzden birkaç saatin varsa buradaki eserleri keyifle gezebilirsin.


📍 Adres: Bankside💸 Giriş: Ücretsiz🕰️ Ziyaret Saatleri: Çoğu gün sabah 10:00 - akşam 18:00 arası (güncel saatleri kontrol etmen faydalı olur)


Tarihi Bir Bar Deneyimi: George Inn

Sanat turundan sonra, biraz dinlenmek ve Londra’nın tarihi publarından birinde keyifli bir mola vermek istersen, rotayı yeniden Borough Market’e doğru çevir.Londra’nın en eski barlarından biri olan George Inn öneririm. Shakespeare ve Marlowe’un da burada içmiş olabileceği fikri heyecan verici:)


Dickens, muhtemelen elinde bir kadehle etrafı gözlemleyerek karakterlerine ilham bulduğu bu mekan, senin için de harika bir mola noktası olabilir!


Yeni Globe Tiyatrosu'nda Shakespeare İzle

Eğer akşam vaktine denk gelirsen ve bir Shakespeare oyunu izlemek istiyorsan, hemen yanı başındaki Yeni Globe Tiyatrosu’na göz atabilirsin. Ayakta biletler 5-10 GBP gibi uygun fiyatlarla satılıyor ve Londra’da gerçek bir Shakespeare deneyimi yaşamak için muhteşem bir fırsat. Bu açık hava tiyatrosunda, yüzyıllar önce oynanmış olan oyunları izlerken geçmişte hissedeceksin.

4.Gün

Doğa Tarihi Müzesi: Dinozorlardan Fosillere

Doğa Tarihi Müzesi, Londra’nın en popüler müzelerinden biri. Charles Darwin’in topladığı örnekleri ve devasa fosil koleksiyonunu görmek gerçekten harika.. Özellikle çocuklu aileler için hem eğlenceli hem de öğretici bir durak.


📍 Adres: Cromwell Road🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 10:00 - 17:50 (son giriş 17:00)💸 Giriş: Ücretsiz (önceden online rezervasyon önerilir)


Bilim Müzesi: İleri Teknoloji ve Uzay Serüveni

Bilim meraklıları için ikinci durak, Bilim Müzesi. 1857 yılında kurulan bu müze, uzay yolculuğundan uçuş teknolojilerine kadar birçok ilgi çekici interaktif sergi var. Özellikle uzay galerisi ve uçuş simülasyonları büyük ilgi görüyor. Müzenin kalıcı koleksiyonlarına giriş ücretsiz, ancak bazı özel sergiler için ek ücret ödemeniz gerekebilir.


📍 Adres: Exhibition Road, South Kensington🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 10:00 - 18:00💸 Giriş: Ücretsiz (çevrimiçi rezervasyon önerilir)


Victoria ve Albert Müzesi: Sanat ve Tasarımın Kalbi

Londra’nın en ikonik müzelerinden. Kraliçe Victoria ve Prens Albert’ten adını alan müze, mobilyadan kostümlere, takılardan heykellere kadar her türlü sanat dalını kapsayan geniş bir koleksiyona sahip.

📍 Adres: Cromwell Road🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 10:00 - 17:45 (Cuma günleri 22:00’ye kadar)💸 Giriş: Ücretsiz (geçici sergiler ücretli olabilir)


Brick Lane: Londra’nın Lezzet Durağı

Müzelerden sonra açlığını yatıştırmak için rotayı Londra’nın ünlü Brick Lane caddesine çevir. Burada Hint mutfaklarının en güzel örneklerini bulabilir, sokak yemekleriyle karnını doyurabilirsin.

Antika ve bit pazarı satıcıları, sokak müzisyenleri ve rengarenk tezgahlar arasında dolaşmak ayrı bir keyif.


5.Gün

Trafalgar Meydanı’nda Tarih ve Şehrin Kalabalığıyla Buluşma


Bugün Londra’nın kalbinde, şehrin en ünlü meydanlarından biri olan Trafalgar Meydanı’ndayız. Burası, hem yerli halk hem de turistler için buluşma noktası olarak bilinen canlı ve hareketli bir yer. Heykeller, tarihi anıtlar ve şehir yaşamı Londra klasiği. Trafalgar Meydanı, fotoğraf çekilmek içinde süper :)


Nelson Sütunu ve Aslan Heykelleri

Meydanın en ikonik simgelerinden biri, Amiral Horatio Nelson’ı onurlandıran Nelson Sütunu. Bu 52 metre yüksekliğindeki sütun, İngilizlerin 1805 yılındaki Trafalgar Savaşı zaferini simgeliyor.

Fransız ve İspanyol güçlerine karşı denizlerin hâkimiyeti için yapılan bu savaş, İngiltere’nin büyük bir zafer kazanmasıyla sonuçlandı. Amiral Nelson, denizlerde İngiltere’nin üstünlüğünü ilan eden bu zaferle adını tarihe yazdırdı. Sütunun tepesindeki heykel, Nelson’a duyulan saygının bir sembolü.


Sütunun etrafını çevreleyen dört bronz aslan heykeli ise meydanın bir diğer dikkat çeken özelliği. Bu görkemli heykeller, sütunla birlikte meydanın simgesi haline gelmiş.


Londra Kulesi’nde Kraliyet Mücevherlerini Görün

1800'lere kadar silah ve zırh yapımına ev sahipliği yapmış ve hatta İngiltere’nin parasının üretildiği Kraliyet Darphanesi burada bulunuyormuş.

Bugün ise Londra Kulesi, Kraliyet Mücevherleri koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Burada, taç giyme törenlerinde kullanılan mücevherler, tacın en kıymetli hazineleri ve kraliyetin ihtişamını yansıtan objeler sergileniyor.


📍 Adres: Londra Kulesi🎟️ Giriş Ücreti: 34.80 GBP (önceden online bilet almanı öneririm)


Anahtar Töreni: Nöbet Değişiminin En Eski ve Geleneksel Hali


Londra Kulesi’nde her gün gerçekleşen nöbet değişimi, burada Anahtar Töreni adıyla bilinir. Bu tören, 700 yılı aşkın bir süredir her gece aynı şekilde devam eden bir gelenek. Saat 21:30’da gerçekleşen bu törende muhafızlar, törenle kule kapılarını kilitler ve güvenliği sağlar.


Biletler ücretsizdir ancak sınırlı sayıda olduğundan önceden rezervasyon yapmayı unutma. Tören saati yaklaşırken, içeri girişlerin kapandığını ve saat 21:25’ten sonra kimsenin içeri alınmadığını da hatırlatayım.


Tower Bridge: Londra’nın İkonik Köprüsü

Londra Kulesi’nin yanı başında yer alan Tower Bridge ise şehirde görülmeden dönülmemesi gereken bir yapıt. 1894’te açılan bu köprü, sıklıkla Londra Köprüsü ile karıştırılsa da aslında Londra'nın ikonik mühendislik harikalarından biri. Burada mutlaka gün batımını izleyin.

Tower Bridge’de, Viktorya dönemine ait makine dairelerini ve köprünün yapılış sürecini anlatan sergiyi de gezebilirsin.


📍 Adres: Tower Bridge🎟️ Giriş Ücreti: 13.40 GBP🕰️ Ziyaret Saatleri: Her gün 09:30 - 18:00


Bir Gösteri İzleyin: Londra’nın West End Tiyatroları

Londra'nın tiyatro sahnesi, New York’un Broadway’inden sonra dünyanın en iyi performanslarına ev sahipliği yapar. West End, hem klasik oyunlar hem de en yeni müzikallerle dolu. Bir Londra gezisi, etkileyici bir tiyatro gecesi olmadan tamamlanmış sayılmaz!


Eğer indirimli bilet arıyorsan, TKTS standını ziyaret ederek gün içindeki son dakika biletlerinden faydalanabilirsin.


6.Gün ve 7.Gün

Oxford ve Cambridge Günübirlik Gezileri – İngiltere’nin En Ünlü Üniversite Şehirlerini Keşfedin

Bugün, İngiltere’nin prestijli üniversiteleriyle tanınan iki büyüleyici şehri, Oxford ve Cambridge’i keşfe çıkıyoruz. Bu iki şehir, muhteşem tarihi yapıları, büyüleyici doğası ve kültürel atmosferiyle ünlüdür. Yalnızca üniversite yapıları değil, şehrin kendisi de keşfedilmeye değer güzellikte.


Oxford: Tarihi Üniversiteler ve Kültürel Hazineler

  1. yüzyılda teoloji eğitimi merkezi olarak kurulan Oxford Üniversitesi, bugün dünyanın en eski ve en prestijli üniversitelerinden biri.

Bodleian Kütüphaneleri gibi ikonik yapılarda düzenlenen rehberli turlar sayesinde üniversitenin tarihini ve öğrenci yaşamını görebilirsin. Turlar, mimari detaylardan okulun köklü tarihine kadar pek çok konuyu kapsar. Tur seçenekleri 90, 10 veya 20 dakikalık sürelerde sunuluyor ve fiyatlar 30-60 GBP arasında değişiyor.


Oxford’da ayrıca:

  • Ahlar Köprüsü gibi ikonik yapıları görebilir,

  • South Park’ta yürüyüş yapabilir,

  • Thames veya Cherwell Nehri'nde geleneksel İngiliz tarzı teknelerde nehir gezintisi yapabilirsin. Nehirde “punt” adı verilen sırıklarla itilen küçük teknelere binebilirsin.


Cambridge: Sakinlik ve Bilgelikle Dolu Bir Üniversite Şehri

Cambridge, Oxford’a benzer şekilde tarih, kültür ve doğal güzelliklerle doludur. Cambridge’i ziyaret ettiğinde, şehrin daha sakinliğini ve dinginliğini hissedeceksin. Londra’nın kalabalığına kıyasla 125.000 kişilik bir nüfusa sahip Cambridge, geniş parkları ve güzel kolejleriyle ünlü.

Cambridge’de mutlaka yapılması gerekenler:

  • Backs olarak bilinen kolejin arka bahçelerinde dolaşarak şehrin doğal güzelliklerini keşfet,

  • Fitzwilliam Müzesi’ni ziyaret ederek sanat ve antikalarla dolu bu müzede zaman geçir,

  • Kolejlerin atmosferini yaşa ve punt adı verilen teknelerle nehir gezintisi yaparak şehri farklı bir açıdan keşfet.


Cambridge, küçük bir şehir olsa da dolu dolu bir gün veya bir gece geçirilecek kadar yapılacak şey var. Eğer vaktin varsa, burada bir gece konaklamak keyifli olur.




Comments


bottom of page